Teknolojideki hızlı değişim ve pazardaki oyuncu sayısındaki artışın sonucu olarak rekabet düzeyindeki artış, firmaları yadsınamaz bir gerçek ile karşı karşıya bırakmıştır. Sanayi devrimlerinin en büyük getirisi üretimin hızlanması ve standartlaşması oldu. Aynı zamanda kalite yönetimi hayatımıza girdi ve maliyetlerin en aza indirildiği yapılar oluşmaya başladı. Endüstri 4.0 ile birlikte, özellikle de üretim sektöründe, iş akışlarının her aşaması kontrol altına alındı, robot teknolojileri ve otonom sistemler giderek yaygınlaşarak kullanılmaya başlandı.
Dijital dönüşüm ise bunun üzerine bir kat daha çıkmamıza yardımcı olacak. Kısaca dijital dönüşüm, firmanızın oluşturduğu tüm verinin anlık olarak gözlemlenmesi, değerlendirilmesi ve kararların hızla alınacak ve uygulanacak çevikliğe erişmesini amaçlamaktadır.
Dijital dönüşüm sürecinde “yapay zekâ, otonom robotlar, büyük veri ve ileri analitik, bulut bilişim, artırılmış ve sanal gerçeklik, nesnelerin interneti, robotik, yeni nesil akıllı sensör teknolojileri ve siber güvenlik” gibi teknolojiler katma değerin, verimliliğin, kârlılığın, kalitenin ve benzeri birçok unsurun en üst seviyeye çıkarılmasında öncü teknolojiler olarak görülmektedir.
DEX CENTER olarak dijital dönüşümü şu şekilde tarif ediyoruz:
“İşletmelerin verimlilik, kalite, ölçülebilirlik, esneklik, izlenebilir-lik ve çevreye duyarlılık hedef-lerini gerçekleştirebilmesi için, kurum kültüründe, iş modelinde, bilişim altyapısında ve uygulama-larında gerekli değişimi sağlaması ve iş süreçlerinin dijital ortamda yürütülebilir hale getirmesi girişimi ve yatırımlar bütünüdür.”
Bu tanımda bahsi geçen kavramları biraz daha netleştirmek istersek:
Esneklik:
Teknolojideki hızlı gelişim ile birlikte bireylerin ve işletmelerin ürettiği veri miktarında inanılmaz bir artış olduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Firmalar artık günlük kararlarını ve tabii bununla birlikte stratejilerini belirlerken bu veriyi değerlendirmek zorundalar. Verinin doğru analiz edilmesi ile kararlar daha isabetli alınabilir. Gelişmiş analiz ürünleri ile farklı açılardan durum değerlendirilmesi de yapılabilir. Fakat rekabetin de aynı hızla büyümesi nedeni ile kararların hızlı ve doğru olarak alınması artık yeterli değil. Aynı zamanda bu kararların acilen uygulamaya dönüşmesi şart. Bunun gerçekleşmesi için:
Verimlilik:
Verimlilik denince ilk aklımıza gelen üretimde verimlilik oluyor. Maliyetlerin azalması, üretimin doğru, hızlı ve kaliteli bir şekilde yapılması için verimlilik şart fakat ‘verimlilik’ kriterlerinin firma bünyesindeki diğer tüm iş akışlarında gözlemlenmesi ve uygulanması gerekir. KPI (Key Performance Indicator) tanımları yapılan firmalar, tüm süreçlerini, çalışanlarını ve hatta makinalarına kadar varlıklarının tamamını gözlemleyebilir ve düzenlemeler/iyileştirmeler yapabilir.
Kalite:
DEX CENTER olarak kaliteyi, dijital dönüşümün doğal sonuçlarından birisi olarak ele alıyoruz. Tüm süreçlerin veri ürettiği ve dolayısı ile de izlenebilir olduğu bir yapıda hedeflenen değerlerin dışında bir olay (event) ve bunun tetikleyeceği düzenleyici işleyişlerin tanımlanmış olması gerekir. Kalite kavramını da sadece üretim ile sınırlamamak gerekir. Verimlilik kısmında da değindiğimiz üzere farklı KPI ve bunlara bağlı hedefler ile süreçlerden insan kaynaklarımızın eğitimine kadar kaliteyi her alana yayabilir ve daha önemlisi bunu denetleyebiliriz.
Ölçülebilirlik:
IOT cihazlarının ve akıllı uygulamaların yaygınlaşması ile birlikte üretilen veri miktarı her geçen gün katlanarak artıyor. Büyük Veri kavramı gündemlerimize yerleşti bile. Verinin üretilmesindeki kolaylık bizleri veri çöplükleri ile baş başa bıraktı. Bu nedenle firmaların iyi bir analiz ile ne tür bilgileri ölçmeleri gerektiği konusunda karar vermeleri gerekir. Aynı zamanda bu verinin işlenmesi ve güzel kurgulanmış bir analitik altyapısı ile değerlendirilmesi de gereklidir.
Çevreye Duyarlı:
Dijital dönüşümün çevre konusunda en büyük getirisi “kâğıtsız işlem” olacaktır. Tüm işleyişlerin dijital ortamlarda yürütülmesi/takip edilmesi doğal olarak “Kâğıtsız” bir dünya yaratacaktır. Aynı zamanda tüm işleyişlerinin en optimal seviyeye getirilmiş olması, anomalilerin anında tespit edilip müdahale edildiği ortamlarda da firma harcadığı tüm kaynaklarda tasarruf sağlayacaktır. Ölçülebilirlik, Kalite ve Verimlilik kavramlarının doğal sonucu harcanan kaynakların da minimuma indirilmesidir.
Siber Güvenlik
Siber güvenlik ve veri altyapısını, dijital dönüşümün üzerinde durduğu temel olarak konumlandırmamız gerekir. Zira dijital dönüşümün tanımı gereği yukarıda kısaca aktarmaya çalıştığımız kavramlar, firmaların kendi stratejilerine göre farklı önem sıralamasında olabilir. Aynı şekilde bazı konu başlıkları ya da teknolojiler firma için gerekli olmayabilir. Ama sağlam bir veri altyapısı ve siber güvenlik sistemi oluşturulmadan dijital dönüşümün başarıya ulaşması düşünülemez.
Dijital dönüşüm ile birlikte verinin ortak kullanılması, analiz sonuçlarının farklı kişilerce görülmesi ve her şeyden daha önemlisi veriye lokasyon ve uygulama bağımsız olarak erişilmesinden bahsediyoruz. Hatta sadece firma çalışanlarının değil, iletişimde bulunulan diğer tüm dış kaynaklar ile de veri alış verişi bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Firmanın en önemli değeri olarak ele aldığımız veriye erişimin bu kadar çeşitli ve açık olması da güvenlik konusunun önemini gösteriyor bizlere. Daha öncede belirttiğimiz üzere, güvenliği sadece dışarıdan gelecek saldırılar olarak düşünmemiz gerekir. Çalışanların kötü amaçlı kullanımları, gereksiz erişim yetkilerinin verilmiş olması, bilgi paylaşımı standartları gibi pek çok alt başlık altında toplanmalıdır.
Kurmaya çalıştığımız esnek yapıyı destekleyen ve doğal olarak kendini devamlı güncelleyen, değişimleri kontrol eden bir sistem kurulması gereklidir. Aksi takdirde verinin çalınması ya da kaybedilmesi riskleri ile karşılaşılacaktır.
Sonuç
Dijital dönüşüm genel olarak dijitalleşme ile karıştırılır. Çağımızın gerekliliklerine uygun olarak firmalar ihtiyaç duydukları dijital teknolojileri ve uygulamaları kullanıyorlar. Fakat sadece teknolojiyi kullanıyor olmak başlı başına dijital dönüşüm demek değildir. Teknoloji ile birlikte entegrasyon süreçlerinizi de tamamlanması ve verinizin serbestçe(!) paylaşılabilir olmalıdır. Daha sonrasında da bu verinin size sağladığı analizler ile hızlı karar alabilme ve bu kararları hızlıca uygulayabilecek organizasyonel yeterliliğe kavuşulması gerekir.
Dijitalleşen süreçler ile birlikte verinizin çoğalması ve lokasyon bağımsız olarak paylaşılması tabii ki doğru bir altyapı ve siber güvenlik kuralları ile sağlanabilir. Verinizi dış saldırılara karşı korumanın yanı sıra, hatalı kullanım, farklı donanım arızaları ve kötü niyetli kullanımlara karşı korumak ta önemlidir. Tabii bunların yüksek performans ve hızlı yapılması da oldukça önemli.
Tüm süreçlerin dijitalleşmesi, sistemlerin farklı teknolojiler ile monitör edilmesi ile çok fazla veri üretilir hale gelecektir. Burada da verinizin kalitesi ve veri yönetişimi (data governance) konuları önem kazanır. Özellikle birbiri ile entegre ya da veri paylaşan sistemlerin veriyi tekrar tekrar üretmesi büyük güvenlik açığı ve kaynak israfı yaratacaktır.
Bu derece teknoloji odaklı hale gelinmesi ve hız elde edilmesi insan kaynağı olarak ta bazı değişimleri beraberinde getirmelidir. Özellikle teknoloji kullanımı çalışanların kişisel olarak ta dijital dönüşüme adapte olmasını gerektirir. Hızla değişen, gelişen teknolojiler konusunda farkındalık yaratılması gerekli eğitimlerin sağlanması önemlidir. Analizler bazı kararların alınmasında yardımcı olacaktır ama birçok konuda hızlı ilerlenmesi için çalışanların insiyatif alabilmeleri de önemlidir.
Özetle dönüşümün sadece teknolojinin kullanımı değil bunu kullanacak çalışanlarında buna adapte edilmesi ve bunu destekleyecek organizasyon yapısının kurulması önemlidir.